Avrupa Aşı Haftası ilk olarak 2005 yılında, her çocuğun aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunma ihtiyacının ve hak-kının olduğu konusunda toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla kutlanmaya başlamıştır. Bu yıl da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi’nde 23-29 Nisan 2023 tarihleri arasında, sağlıklı yaşamın korunmasında ve hastalıkların önlenmesinde aşılamanın önemi ve farkındalığını arttırmak için kutlanacaktır.
Bilindiği gibi, Ülkemizde 1981 yılından bu yana yürütülen Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında başarılı çalışmalar yapılmıştır. Bu program kapsamında; boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, tüberküloz, çocuk felci, hepatit B, Haemophilus influenzae tip b, konjuge pnömokok, hepatit A ve suçiçeği aşısı tüm bebeklerimize üc-retsiz olarak sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır. Aşılama kapsayıcılık hızlarının gittikçe yükselmesine bağlı olarak aşı ile korunulabilir hastalıkların hastalık ve ölüm hızlarında belirgin düşüşler sağlanmıştır. Örneğin poliomiyelit (çocuk felci) vakası 1998 yılından beri ülkemizde görülmemektedir. DSÖ tarafından Anne ve Yenidoğan Tetanoz Eliminasyonu Programı kapsamında yürütülen yaygın aşılama çalışmaları sonucunda 2009 yılında hastalığın ülkemizde en az düzeye indirildiği belgelenmiştir.
Ülkemizde rutin çocukluk dönemi aşılama çalışmalarına ek olarak, belirlenmiş risk gruplarında ki vatandaşlarımıza yönelik aşılama hizmetleri de verilmektedir.
DSÖ Avrupa Bölgesi, bu yıl ki kutlamalar çerçeve-sinde “Eksik Aşıların Tamamlanması”nı tema olarak belirlemiştir. Aşılama takvimimiz Bağışıklama Bilimsel Danışma Kurulu’nun (BDK) tavsiyeleri ve dünyadaki bilimsel gelişmeler takip edilerek oluşturulmakta ve güncellenmektedir.
İnsanlık tarihinde büyük salgınlara ve ölümlere yol açan pek çok hastalık günümüzde aşılamanın bir zaferi ve aşının gücü olarak artık görülmemektedir. Örneğin çiçek hastalığı 1977 yılından itibaren aşılama sayesinde tamamen yok edilmiş, hastalık etkeninin yok edilmesi üzerine 1987 yılında çiçek aşısı uygulamalarına ihtiyaç kalmadığından aşılaması tüm dünyada durdurulmuştur.
Yine çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan çocuk felci (poliomyelit) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına gelmiştir. 1950’li yıllarda yaklaşık her yıl 100 bin civarında çocuğun hastalanmasına ve en az %10 kadarının ömür boyu sakat kalmasına yol açan bu hastalık, aşı-lama çalışmalarının yaygınlaşması sonucu 1990’lı yılların başında 12 bin vakaya kadar gerilemiştir. 2022 yılına gelindiğinde ise, mevcut vaka sayısı 30’a inmiş ve yalnızca 2 ülkede görülmektedir. Ülkemizde son çocuk felci vakası 26 Kasım 1998 tarihinde görülmüş, 25 yıldır çocuk felci vakası tespit edilmemiştir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002’de Poliodan Arındırılmış Bölge Sertifikası almıştır.
Kızamık vakalarının sayısı da, aşısı bulunmadan önceki dönemde (1960’lı yılların başı) dünyada 30 milyon, hastalığa bağlı ölümler ise yıllık 888 bin olarak tahmin edilmektedir. Aşının uygulanmaya başlaması ve bunun yaygınlaşması ile %30 oranında vaka ve ölüm sayıları azalmıştır.
Örneğin Ülkemizde, 2002 yılından bu yana yürütülmekte olan kızamık eliminasyon programı kapsamında gerçekleştirilen yoğun aşılama çalışmaları kızamık vaka sayılarında önemli bir azalma sağlamıştır. Ancak, halen dünyada kızamık virüsü dolaşımı devam etmektedir. 2009 yılından itibaren de özellikle de Doğu Avrupa’dan başlayarak Batı Avrupa ülkelerine sirayet eden büyük kızamık salgınları yaşanmış ve halen yaşanmaktadır. Bu nedenle, virüs dolaşımının devamlılığında rol oynayabilecek olan aşısız veya eksik aşılı tüm çocukların kızamık içeren aşı ile aşılanmaları son derece önemlidir. Bütün bu örnekler; aşıların hastalıklarla mücadelede etkililiklerinin çok yüksek olduğunu göstermektedir.
Bu başarının devam ettirilmesi aşılama yüzdelerinin yüksek düzeyde sürdürülmesi ile mümkündür. Aşılama hizmetlerinde kısa sürelerle de olsa bir aksama olması duyarlı bireylerin birikimiyle birlikte aşı ile önlenebilir hastalıkların salgını olasılığını ortaya çıkarabileceğinden hizmetlerin devamlılığının sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Ebeveynler çocuklarının aşılanma durumunu takip etme-li, aşı zamanı geldiğinde aile hekimleriyle iletişime geçerek aşı uygulama zamanı ve konusunda bilgi almalıdırlar. Ülkemizde yaşanabilecek salgınların insan bedeninde yaratabileceği tahribatın önlenmesinde çocuklarımız ve bizler için bir şans olan aşıları yaptırmanın vatandaşlarımızca benimsenme-si önemlidir.
Aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmak her bireyin ihtiyacı ve hakkıdır. Aşı Haftası vesilesiyle, çocuklarını aşıla-tarak hem onları, hem de aşılanamayan çocukların korunmasını sağlayan anne ve babalara, aşılama çalışmalarını destekleyen siz değerli basın mensuplarına ve sağlık çalışanlarımıza teşekkür ederiz.